Come, come whatever you are, it dosen't matter....
Dinle, bu ney neler hikayet eder, ayrılıklardan nasıl şikayet eder...
Ney gibi hem zehir, hem panzehir; hem demsaz, hem müştak bir şeyi kim görmüştür...
Ney gibi hem zehir, hem panzehir; hem demsaz, hem müştak bir şeyi kim görmüştür...
31 Aralık 2012 Pazartesi
Yeni YILINIZ Kutlu OLSUN
2013 herkese mutluluk, güzellik, sağlık, huzur, barış, hoşgörü, başarı ve daha aklıma gelmeyen tüm iyi düşünceleri de beraberinde getirsin...
HERŞEYİN GÖNLÜNÜZCE OLMASI DİLEĞİYLE
HOŞ GELDİN 2013
GÜLE GÜLE 2012
30 Aralık 2012 Pazar
7 kocalı HÜRMÜZZZZZZZ TANRIM ŞEVVAL SAM
O da BU Ara LAZIMMMMM :)
Kovana arı lazım
Horoza darı lazım
Bana bi karı lazım
O da bu ara lazım
Etiketler:
7 kocalı hürmüz,
kısa film,
o da bu ara lazım
ROMANTİK BALIKÇI Nam-ı Diğer EJDER-İ DERYA
Etiketler:
7 kocalı hürmüz,
kısa film,
romantik balıkçı
28 Aralık 2012 Cuma
23 Aralık 2012 Pazar
Clock Tower
Bazen zamanı durdurmak gelir ya içimizden o zaman herşeyin daha güzel olucağını düşünürüz, aslında en doğrusu hayatı akışına bırakmak.
Bırakın, hayat aksın ve siz sadece izleyin...
La bien et le Mal
Think of me
Oh you who I love
My heart chose you
And I don’t know what to do
Now you’re by my side
But tomorrow, who knows?
That’s how the world is
Sweet and bitter at the same time
No one but you
No one but you
No one but you has entered my heart
No one but you
No one but you
There's no one but you in my heart
Your love puzzles me
At night I can't sleep
Why do you make me suffer so much ?
Spring does not last forever
And roses wilt in the end
I'm in chaos, I'm in chaos
Think of me
Eternity and a DAY
ASLOLAN RUHU YİTİRMEMEK...
Sadece sevmek;
Allah (cc.) der ki;
"Kimi benden çok seversen onu senden alırım."
Ve ekler;
"Onsuz yaşayamam." deme, seni onsuz da yaşatırım.
Ve mevsimler geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur sana.
Aklın şaşar!
Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur sana.
Öylesine garip bir dünya...
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. "Düşmem!" deme, düşersin; "Şaşmam!" deme, şaşarsın.
En garibi de budur ya, "Öldüm." der durursun da, yine de YAŞARSIN...
Mevlana Celaleddin Rumi
Ve ekler;
"Onsuz yaşayamam." deme, seni onsuz da yaşatırım.
Ve mevsimler geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur sana.
Aklın şaşar!
Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur sana.
Öylesine garip bir dünya...
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. "Düşmem!" deme, düşersin; "Şaşmam!" deme, şaşarsın.
En garibi de budur ya, "Öldüm." der durursun da, yine de YAŞARSIN...
Mevlana Celaleddin Rumi
Şeker portakalıyla güneşi uyandırmak
Günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü'dür.
Şeker Portakalı; Yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatmaktadır.
Şeker portakalı; size tekrar çocuk olmayı, tebessüm etmeyi, çocuk dünyanızın büyüleyiciliğine kapılmayı, bazen üzülmeyi bazen de mutlu olmayı hatırlatacaktır.
Sadece 12 günde yazılmış olmasına rağmen halen daha insanların ilgisini çekebilen, sade anlatımına rağmen büyülenilen bir başyapıt.
Hep söylediğim gibi;
Hadi gelin, ŞEKER PORTAKALIYLA GÜNEŞİ UYANDIRALIM :))
Şeker Portakalı; Yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatmaktadır.
Şeker portakalı; size tekrar çocuk olmayı, tebessüm etmeyi, çocuk dünyanızın büyüleyiciliğine kapılmayı, bazen üzülmeyi bazen de mutlu olmayı hatırlatacaktır.
Sadece 12 günde yazılmış olmasına rağmen halen daha insanların ilgisini çekebilen, sade anlatımına rağmen büyülenilen bir başyapıt.
Hep söylediğim gibi;
Hadi gelin, ŞEKER PORTAKALIYLA GÜNEŞİ UYANDIRALIM :))
13 Aralık 2012 Perşembe
HORON'A GELUN DAA :))
Ankara'da metroda hemşerilerimden harika bir eğlence daha. Oy yeşuluna gurban olduğum karadenuzum :) biz senden heç vazgeçemiyeruğ
Sen Bensin, Ben de Sen
Sevgilim tekmil cihanda gizlidir.
Duygudan, her türlü zandan gizlidir.
Aşikar gönlümdedir bir ay gibi,
Can ve tendir, ten ve canda gizlidir.
Ben miyim ben,
Sen misin sen,
Ben mi sen?
Ben miyim,
Sen sensin elbet,
Sen de ben,
Ey hatemli yar, seninle bir hoşum,
Sen mi bensin,
Ben mi sen.
gel yine de gel...
"Come, come whatever you are;
Wanderer, worshipper, lover of leaving,
Ours is not a caravan of despair.
Even if you have broken your vows a thousand times
It doesn't matter,
Come, come yet again, come."
Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi,
İster puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...
Wanderer, worshipper, lover of leaving,
Ours is not a caravan of despair.
Even if you have broken your vows a thousand times
It doesn't matter,
Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi,
İster puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...
hiç imkan yok
İçti mey, bekledi bir an o güzel.
Seyredip tutmak için saçlarını,
Oldu tekmilce yüzüm göz, gözüm el.
Çekemem el, nicedir sırlardan,
Konuşup açmama imkan yok.
Seni memnun edecek sır bende;
Diyebilsem,
Ama hiç imkan yok.
28 Kasım 2012 Çarşamba
Yılmaz Erdogan - Etme - Mevlana Şems'in Gidişi
Şems; "Artık burada durulmaz." der, dostuna;
Acıtmaya başlamıştır gül bahçesini, dikenliklerden atılan taşlar...
Duydum ki
Bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.
Ey ay felek harap olmuş
Ziyan olmuş senin için
Bizi öyle harap, öyle ziyan ediyorsun, etme.
Ey makamı var ile yokun üstünde olan,
Sen varlık sahasını terk ediyorsun, etme.
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Sen ayında evini yıkmayı kastediyorsun, etme.
Şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
Sen zehri şeker, şekeri zehrediyorsun, etme.
Harama bulaşan gözüm
Güzelliğinin hırsızı, ey hırsızlığa da değen,
Hırsızlık ediyorsun, etme.
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
İsyan et ey arkadaşım
Söz söyleyecek an değil,
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.
23 Kasım 2012 Cuma
bi çöl var
Bi çölün ortasındayım mecnun misali
Ne yana baksam kum tepesi
Alnımdan akan terin sıcaklığına rağmen
İçimde esen fırtınanın serinliği
Bi çölün ortasındayım mecnun misali
Ve her gün yolumu bulmaya çalışsamda
Kaybettiğim benliğim
Yol göstermeye çalışan kayıp şehirler atlası gibi
İnatla yolunu bulmaya çalışan su zerresi gibi
Bi çöl var
İçine hapseden beni
Dönüp dolaşıp aynı yere geldiğim
Zaman geçiyor yollar beni yine hep bildiğim
Hiç ayrılmadığım
Ayrılamadığım çölün ortasına getiriyor
Sanki bir el uzanmış çekiyor
Ruhumun derinliklerinden beni
Bi çöl var
İçine hapseden beni
Mecnunun bile içinden çıkamadığı
Kaybolup gittiği
Ne yana baksam hatırı sayılır buğday sarısı kum taneleri
Bi çöl var
İçine hapseden beni
Çocukluğumdan beri...
22 Kasım 2012 Perşembe
dağların karı yetmez
Gün Doğdu Doğmasaydı Hiç Bir Dert Olmasaydı
Oturup Ağlamazdım Yüreğim Dolmasaydı
Dertliyim Derdim Bitmez Başımdan Duman Gitmez
Bu Yanan Yüreğime Dağların Karı Yetmez
Oturup Ağlamazdım Yüreğim Dolmasaydı
Dertliyim Derdim Bitmez Başımdan Duman Gitmez
Bu Yanan Yüreğime Dağların Karı Yetmez
Yar Bakmadı Yüzüme Gönül Bağlarım Diye
Göz Yaşımı Sakladım Sonra Ağlarım Diye
Sevdalığın Acısı Kimi Yakar Bilinmez
Şu Yalancı Dünyadan Gidenler Geri Dönmez
Göz Yaşımı Sakladım Sonra Ağlarım Diye
Sevdalığın Acısı Kimi Yakar Bilinmez
Şu Yalancı Dünyadan Gidenler Geri Dönmez
14 Kasım 2012 Çarşamba
bir ankara__lı lafıyla
yırtık sevdaların havası kaçmış bir balon olgunluğunda olduğu günlerdi,biz heybemize topladığımız aşkların kırıntılarıyla
yitik sevdaların kabuğu çizilmiş kestane kıvamındaki sıcaklığında
birazda yanlızlık havası katardık ankaranın sokaklarına.
ben beni bildim bileli o sokaklar hep kestaneci dolardı kışın ortasında,
akşam ışığının loş havasında sıcak bir tebessüme karışan
kestane kebap laflarıyla,
birde buğusu silinmiş yitik kalplerde yaşayan
bir ankaralı lafıyla.
ne yana gitsek gördüğümüz kaldırım üstü tezgahların arasında gezen
birbirinin elini sımsıkı tutup hiç bırakmayan
o tunalı güzergahında yağan kara inat sevda yürüyüşünde olan
ellerin peşinden giderdik biz;
bir ankaralı lafıyla
sevdanın dibine düşerdik biz.
ankaranın homurtusuz akşam sefası son bulduğunda
gene o bildik, mistik havasıyla,
iş güç telaşına düşmüş yolların arasında kaybolmuş
bata çıka yürümeye çalıştığımız ıslak karların arasında
ve içimizde büyüttüğümüz ankara kokulu sevdalarla;
heykelin dibine kurulmuş bir çilingir sofrası edasıyla
pas tutmuş nefeslerin
gelen gideni aratır mesaisi altında,
sevda içerikli türküler mırıldanırdık;
bir ankaralı lafıyla.
sana olan sevdamın çıkmaz sokak arayışında olduğu günlerdi,
caddeler beyaz ve soğuk
yolüstü kahvehaneleri ısıtmaz olmuştu artık yüreğimin nefesi
beni sevdamın en kestirme anında yakalamışken sen
bir ankaralı lafıyla
hüznün paylaşıldığı yüreğin en orta yerinden
giden bir kadındın sen.
Sana Yazılmış bir şiir
Huzursuz bir sonbahar akşamında,
Bakkal önü sıcaklığında,
Demli bir çay kıvamında,
Muhabbetin en koyu anında,
Aklımın sana takıldığı şu karanlık rıhtımın
Çarebilmez yanlızlığında,
Yazılmış bir şiirdin
Sen.
Bakkal önü sıcaklığında,
Demli bir çay kıvamında,
Muhabbetin en koyu anında,
Aklımın sana takıldığı şu karanlık rıhtımın
Çarebilmez yanlızlığında,
Yazılmış bir şiirdin
Sen.
13 Kasım 2012 Salı
yaşama çevirttirilen pedallar
Bisikletin değil inancın öyküsü diye başlamıştı her şey, evet doğru tahmin ettiniz Dünya Bisiklet Sporu Tarihinin gelmiş geçmiş en iyi bisikletçisiydi bir zamanlar; ancak, artık kimsenin kazandığı ödüllere itibar göstermediği biri oldu. LANCE ARMSTRONG.
Bisiklet yarışların izlemeye başladığım dönemlerde Lance benim kahramanımdı çocuktum çünkü o zamanlar. Tour de France'da, Tour of the Gila'da, Astana'da, Alp'lerde, Tour de Switzerlan daha birçok yerde kazandığı başarılarla ve hepsinden önemlisi kanser teşhisi konulmasına ve kemoterapi tedavisi görmesine rağmen bisikletten, spordan kopmayarak herkese ne kadar hayat dolu olduğunu gösteren, herkese bu duyguyu aşılayan ve kendi gibi milyonlarca kanser hastası insana öncülük eden bir kahraman olarak hatırlıyordu onu herkes.
Yıllar sonra kazandığı onca başarının ise bir yalandan ibaret olduğunu kendisi dile getirdi. Doping kullanarak onlarca yarış ve madalya kazanan Lance; bisiklet hayatının bir yalandan ibaret olduğunu itiraf etmişti.
Peki şimdi ne yapacaktık, yaşayan efsane haline gelmiş dünyanın en önemli sporcusu durumunda olan ve birçok insanın bisiklet yarışlarına olan ilgisini, saygısını gün geçtikçe daha yoğun bir kıvama taşıyan Lance için ne düşünecektik.
Artık bisiklet sporuna nasıl bakacaktık. Ama sonra düşününce; doping kullanan bunu yıllar sonra itiraf eden spor severlerin sevgilisi haline gelmiş o kadar çok isim var ki Lance sadece onlardan biriydi artık benim için. Jan Ulrich, Marion Jones, Erik Zapel, Kostas Kenteris, Yelena Soboleva, Alex Schwazer, Nadzeya Ostapchuk, Diego Maradona ilk etapta aklıma gelen dünyaca ünlü doping kullanan bazı sporcular; onlarda kendi braşlarında birçok başarıya imza attılar, ancak hepsi doping kullandıklarını itiraf etti.
Şimdi daha da fazlası varken ve her gün bunlara bir yenisi daha eklenirken biz spor organizasyonlarına nasıl eskisi gibi bakacağız. Bir sporcu nasıl olacakta bizim kahramanımız olacak, nasıl o sporcunun elde ettiği rekor karşısında şaşkınlıkla haykıracağız. Eskisi gibi keyifle herhangi bir yarışı izleyemeyeceğiz; ama hepsinden daha kötüsü ise yıkılan hayallerimiz olacak.
Şimdi bir spor sever olarak soruyorum; Usain Bolt yada Michael Phelps veya başka bir dünyaca ünlü sporcu rekorları altüst ederken acaba doping kullandılar mı? Bu kadar çok doping itirafı yapılırken onları kafamda acaba sorusu olmadan izlemek mümkün değil. Doğa üstü performansları, insanların aklını başından alırken; yıllarca ilgiyle takip ettikleri sporcuların böylesi bir çirkinliğin içine girerek bizlere inandığımız her şeyin birer yalandan ibaret olduğunu söylemesi oldukça acı verici.
KAZANILAN MADALYALAR, KIRILAN REKORLAR GERÇEKTEN BİR İNANCIN ÖYKÜSÜ MÜ, YOKSA İNANDIRILDIĞIMIZ BİR ÖYKÜ MÜ ?
Bisiklet yarışların izlemeye başladığım dönemlerde Lance benim kahramanımdı çocuktum çünkü o zamanlar. Tour de France'da, Tour of the Gila'da, Astana'da, Alp'lerde, Tour de Switzerlan daha birçok yerde kazandığı başarılarla ve hepsinden önemlisi kanser teşhisi konulmasına ve kemoterapi tedavisi görmesine rağmen bisikletten, spordan kopmayarak herkese ne kadar hayat dolu olduğunu gösteren, herkese bu duyguyu aşılayan ve kendi gibi milyonlarca kanser hastası insana öncülük eden bir kahraman olarak hatırlıyordu onu herkes.
Yıllar sonra kazandığı onca başarının ise bir yalandan ibaret olduğunu kendisi dile getirdi. Doping kullanarak onlarca yarış ve madalya kazanan Lance; bisiklet hayatının bir yalandan ibaret olduğunu itiraf etmişti.
Peki şimdi ne yapacaktık, yaşayan efsane haline gelmiş dünyanın en önemli sporcusu durumunda olan ve birçok insanın bisiklet yarışlarına olan ilgisini, saygısını gün geçtikçe daha yoğun bir kıvama taşıyan Lance için ne düşünecektik.
Artık bisiklet sporuna nasıl bakacaktık. Ama sonra düşününce; doping kullanan bunu yıllar sonra itiraf eden spor severlerin sevgilisi haline gelmiş o kadar çok isim var ki Lance sadece onlardan biriydi artık benim için. Jan Ulrich, Marion Jones, Erik Zapel, Kostas Kenteris, Yelena Soboleva, Alex Schwazer, Nadzeya Ostapchuk, Diego Maradona ilk etapta aklıma gelen dünyaca ünlü doping kullanan bazı sporcular; onlarda kendi braşlarında birçok başarıya imza attılar, ancak hepsi doping kullandıklarını itiraf etti.
Şimdi daha da fazlası varken ve her gün bunlara bir yenisi daha eklenirken biz spor organizasyonlarına nasıl eskisi gibi bakacağız. Bir sporcu nasıl olacakta bizim kahramanımız olacak, nasıl o sporcunun elde ettiği rekor karşısında şaşkınlıkla haykıracağız. Eskisi gibi keyifle herhangi bir yarışı izleyemeyeceğiz; ama hepsinden daha kötüsü ise yıkılan hayallerimiz olacak.
Şimdi bir spor sever olarak soruyorum; Usain Bolt yada Michael Phelps veya başka bir dünyaca ünlü sporcu rekorları altüst ederken acaba doping kullandılar mı? Bu kadar çok doping itirafı yapılırken onları kafamda acaba sorusu olmadan izlemek mümkün değil. Doğa üstü performansları, insanların aklını başından alırken; yıllarca ilgiyle takip ettikleri sporcuların böylesi bir çirkinliğin içine girerek bizlere inandığımız her şeyin birer yalandan ibaret olduğunu söylemesi oldukça acı verici.
KAZANILAN MADALYALAR, KIRILAN REKORLAR GERÇEKTEN BİR İNANCIN ÖYKÜSÜ MÜ, YOKSA İNANDIRILDIĞIMIZ BİR ÖYKÜ MÜ ?
12 Kasım 2012 Pazartesi
bana bir masal anlat baba
Ben SÜPER BABA ile büyüdüm; bu müziği dinleyerek büyüdüm. Ya siz; siz hatırlar mısınız FİKO'yu, İPEK'i, DENİZ'i, ELİF'i, NİHAT'ı, ZEYTİN'i, ZEYNEP'i, YAKUP DEDE'yi, CEVDET'i, SERMET'i, YUSUF KAPTAN'ı, ŞULE'yi ve daha nicelerini..... Ben hatırlıyorum, hem de dün izlemiş gibi...
Etiketler:
bana bir masal anlat baba,
çocuk,
yeni türkü
7 Kasım 2012 Çarşamba
Tam benlik bi kutlama
Bugün doğum günüm kutlayan, kutlamayan, unutan ve bilmiyor olan herkese teşekkür ederim.
Nette gezinirken bu karikatüre rastladım hoşuma gitti, hem günün anlam ve önemine uygun. Bende paylaşmak istedim.
Bak şimdi bi kebap olaydı iydi beya :)
20 Ekim 2012 Cumartesi
15 Ekim 2012 Pazartesi
beni geride bekleyen geçmişim
Gün geçtikçe her şey ve herkes değişiyor. Bazen alelade bir hal alırken bu değişimler, bazen de sıra dışı haller alabiliyor, olmayacak hayallere kapılmamıza, belki de masalsı bir yalnızlığa sürüklenmemize sebep oluyor. Bazen de hiç olmayacak bir kargaşanın içinde buluveriyoruz kendimizi. Ve zaman hızla akıp geçiyor. Geri dönüşü olmayan bir hayatın izlerini izlettirerek bizlere. İşte tam da bu geri dönüşü olmayan zamanın tekrar yaşanabilmesinden bahsetmek istiyorum. Kim bilebilir ki geriye dönüldüğünde nelerle karşılaşılacağını.
Yukarıdaki resim de adam saatin yelkovanını doğru yönde ittirerek hayatı zamanı akıtıp geçiyor. Ya bu adam saatin yelkovanını ters tarafa doğru iterse ve hayat tersine dönmeye başlarsa, neler olur acaba. Sadece bir yelkovanı tersine çevirerek hayatta geçmişe yolculuk. Kulağa oldukça hoş geliyor. Hatalarımı düzeltmek ve kader dediğimiz yolda bazı ufak tefek değişiklikler yapmak belkide hayatımı daha güzel bir noktaya getirebilirdi. Belki de çok daha kötü durumlarla karşılaşmama neden olacak bir değişikliğe sebep olurdum. Ama hayatın bilinmeyen kısmına yolculuğa dair bize sırlar sunabilir.
Benjamin Button gibi düşünmeyin; yelkovan geriye gittikçe gençleşeceğinizi sanmayın. Evet, belki bi parça gençleşeceksiniz yelkovan geriye gittikçe ancak sadece gitmek istediğiniz andaki halinize döneceksiniz. ve o an seçeneklerle karşı karşıya kalacaksınız.
Hep düşünmüşümdür acaba seçim yapma anlarıma geri dönebilme şansım olsa ve ben diğer seçeneği seçsem kaderimde ne gibi değişiklikler olurdu.
Sizin hiç böyle bir seçim anınız oldu mu? Peki, geri dönmek ister misiniz? Neler olabileceğini görmek istemez misiniz? Ben isterdim.
Peki ya zincirleme reaksiyonlar olursa hayatımızda bu geri gidişlerde. Yani geriye gidiyoruz seçim anımıza dönüyoruz diğer seçeneği seçiyoruz; ve bir başkası da kendi hayatının gidişatını değiştiriyor ve o değişiklik olmayacak bir şekilde bizim hayatımızı etkiliyor sonrasında ise üçüncü bir kader eşiğine yolumuz çıkıyor.
Hayat hiçbir zaman olmayacağı kadar karışık bir hale geldi işte şimdi...
Yukarıdaki resim de adam saatin yelkovanını doğru yönde ittirerek hayatı zamanı akıtıp geçiyor. Ya bu adam saatin yelkovanını ters tarafa doğru iterse ve hayat tersine dönmeye başlarsa, neler olur acaba. Sadece bir yelkovanı tersine çevirerek hayatta geçmişe yolculuk. Kulağa oldukça hoş geliyor. Hatalarımı düzeltmek ve kader dediğimiz yolda bazı ufak tefek değişiklikler yapmak belkide hayatımı daha güzel bir noktaya getirebilirdi. Belki de çok daha kötü durumlarla karşılaşmama neden olacak bir değişikliğe sebep olurdum. Ama hayatın bilinmeyen kısmına yolculuğa dair bize sırlar sunabilir.
Benjamin Button gibi düşünmeyin; yelkovan geriye gittikçe gençleşeceğinizi sanmayın. Evet, belki bi parça gençleşeceksiniz yelkovan geriye gittikçe ancak sadece gitmek istediğiniz andaki halinize döneceksiniz. ve o an seçeneklerle karşı karşıya kalacaksınız.
Hep düşünmüşümdür acaba seçim yapma anlarıma geri dönebilme şansım olsa ve ben diğer seçeneği seçsem kaderimde ne gibi değişiklikler olurdu.
Sizin hiç böyle bir seçim anınız oldu mu? Peki, geri dönmek ister misiniz? Neler olabileceğini görmek istemez misiniz? Ben isterdim.
Peki ya zincirleme reaksiyonlar olursa hayatımızda bu geri gidişlerde. Yani geriye gidiyoruz seçim anımıza dönüyoruz diğer seçeneği seçiyoruz; ve bir başkası da kendi hayatının gidişatını değiştiriyor ve o değişiklik olmayacak bir şekilde bizim hayatımızı etkiliyor sonrasında ise üçüncü bir kader eşiğine yolumuz çıkıyor.
Hayat hiçbir zaman olmayacağı kadar karışık bir hale geldi işte şimdi...
28 Eylül 2012 Cuma
disko kralı
"SENİ BULACAM OLUM, SENİ BULACAM." replığiyle ün yapan GÖKHAN YIKILKAN'I hepiniz hatırlarsınız. Disko kralı programına konuk oluyor ve herkesi kahkahaya boğuyor.
26 Eylül 2012 Çarşamba
haydi gel gidelim
VAKİT GEÇER OLURSUN PİŞMAN GİDENE SEVGİNİ SÖYLE VAKTİN VAR GİNE DE
OluR ya
HERKES AYNI HAYATTA, FARKLI KARELERDE... GÜN GELİR O KARELER BİRLEŞİR; HAYATLARDA BİRLEŞİR.
ŞİMDİ BİZ HALA O KARELERİN BİRLEŞİP HAYATA KARIŞMASINI BEKLİYORUZ...
OLUR YA, BİR GÜN MUTLAKA BİZİMDE HAYATIMIZ OLUR YA
25 Eylül 2012 Salı
GÜL-EYCAN
GÜLEYCAN'ı Grup YORUM türküsü olarak Selma Altın'ın yorumuyla dinlemiştir çoğunuz ve eminim çok beğenmiştir. Ancak bu sefer yorumlayan Selma Altın değil. Karadenizin son zamanlarda yetiştirdiği değerlerden Selçuk Balcı ve Vira Cemal.
Bide onlardan dinleyin eminim bunu da en az Selma Altın'ın söylediği kadar beğeneceksiniz :)
3 Temmuz 2012 Salı
Mac 'n' Cheese
Düşündüklerinizin çok ötesinde bir son sizi bekliyor.
5 Haziran 2012 Salı
LEYLA İLE MECNUN SEZON FİNALİ
LEYLA İLE MECNUN 61. BÖLÜM SEZON FİNAL SAHNESİYLE KARŞINIZDAYIM....
Ali ATAY'ın ağzından mükemmel bir yorumla Ezginin Günlüğüne ait final parçası...
Gene yaktın bizi Leyla ile Mecnun muhteşem final sahnesiyle sezonu kapattı. Ekip dağıldı bakalım yeni sezonda bizi neler bekliyor.
Yavuz hayallerinin peşinden, İsmail abi İzmire Şekerpare'yi bulmaya, Dede huzurevine giderken; Erdal Bakkal evini ve dükkanın kaybetti bakalım o nereye gidecek, İskender Pakizenin yanına gitmek için yola koyuldu ancak kalp krizi geçirdi ve Sedef ve Şirin'in yaptıklarından bunalan
MECNUN
..................................................O DA..........................................................
LEYLA'SINA gitti.
Bakalım yeni sezonda ekip tekrar nasıl toplanacak....
Eksik birşey mi var hayatımda
Gözlerim neden sık sık dalıyor
Eksik birşey mi var hayatımda
Gökyüzü bazen ciğerime doluyor
Öyle birşey ki bu, kolay anlatamam
Atsan atılmaz, satsan satamam
Eksik birşey mi var, anlayamam
Bak çayım sigaram herşeyim tamam
Kalksam duraktan dolmuş gibi
Arka koltukta unutulmuş gibi
Terliklerimle gelsem sana
Sonunda aşkı bulmuş gibi
3 Haziran 2012 Pazar
çılgın sevinç
Değişik bir sunumla karşınızda İtalya'da düzenlenmiş olan bir şarkı yarışmasında karelere takılan 'O' an var...
Fotoğraftaki kişinin takındığı tavıra bakacak olursak ya ödül kazanmış bir yarışmacı ya da onun ödülü kazanan yarışmacının yakını gibi hissettiriyor kendini...
Oysaki fotoğraftaki kişi tahmin ettiklerinizden çok farklı; bu kişi yarışmanın sunucusu....
Anlaşıldığı kadarıyla da çok değişik bir sunucu :)
Fotoğraftaki kişinin takındığı tavıra bakacak olursak ya ödül kazanmış bir yarışmacı ya da onun ödülü kazanan yarışmacının yakını gibi hissettiriyor kendini...
Oysaki fotoğraftaki kişi tahmin ettiklerinizden çok farklı; bu kişi yarışmanın sunucusu....
Anlaşıldığı kadarıyla da çok değişik bir sunucu :)
2 Haziran 2012 Cumartesi
Gunbatiminda yoga
Güneşin battığı anda çekilmiş 'o' an... Honolulu sahilinde çalışırken iki yoga ustasının vermiş oldukları eşsiz görüntü, günbatımı, kum, ve deniz...
1 Haziran 2012 Cuma
Yolunumu Şaşırdın Birader ?
Kaplumbağa'nın durumuna bakacak olursak anlaşılan arkadaşa fena şaka yapmışlar...
Doğal ortaında uzakta bir yerlerde yolunu bulmaya çalışan bu kamlumbağaya yardımsever bir köpek el uzatmış...
Nereye gidiyorsun bilmiyorum ama bu tarafa gelmen senin içn iyi olmaz dostum :)
Doğa İçin Çal 4
Ustaya saygının en güzel örneği... CAHİT BERKAY gibi bu topraklarda müziğiyle, kişiliğiyle, beyfendiliğiyle nam salmış bir üstadın müziklerini kendi tınılarıyla bizlere sunan DOĞA İÇİN ÇAL üyelerine teşekkürler...
Yaşayan efsaneye en güzel hediye :)
28 Nisan 2012 Cumartesi
GERİ SAYIM BAŞLADI :)
UZUN ZAMANDIR UZAK KALDIĞIM BLOG YAZILARIMA DÖNÜŞ YAPMAK İÇİN SON 16 GÜN BEKLE BENİ BLOGGER :)
Kaydol:
Yorumlar (Atom)









.jpg)









