Come, come whatever you are, it dosen't matter....

Dinle, bu ney neler hikayet eder, ayrılıklardan nasıl şikayet eder...
Ney gibi hem zehir, hem panzehir; hem demsaz, hem müştak bir şeyi kim görmüştür...

28 Haziran 2011 Salı

HAYAT GEÇMİŞLE ANLAM KAZANIR


Ömür kısa bir serüvenden ibaret.

İnsanoğlu ömrünün son demlerinde ardına baktığında geçmişinin ufak bir pencereden ibaret olduğunu görür. Biraz daha dikkatli baktığında ise; o pencereyi takip eden binlerce pencere peşpeşe sıralanmış şekilde sana ömrünün en evcil duygularını sunuyor.

Aslında o penceler; bizi bir odadan başka bir odaya sürükleyen, yaşamımızın en mahsun hikayelerinin terk edildiği, avucumuzda yeşermesini beklediğimiz filizlerin yalnızca iki damla gözyaşıyla hayat bulduğu terli coğrafyamızdan başka birşey olmadığını anlatan şiirsel bir olgu...

2009'un en iyi kısa film ödülünü alan bu muhteşem film; bize geçmişin hayat öpücüğünü sunacak ve o hayat bize belkide geleceğimizi şekillendirmemiz için fırsat verecek...

GEÇMİŞİ UNUTTURMAMAK İÇİN; O ANI YAŞAYABİLMEK İÇİN.....

VİCDAN NEDİR?

Ey Oğul, dedi Adem:
Vicdan, kaybetmeye en fazla hakkımız olduğu anda koruyabildiğimiz şey değil mi?


Değil mi ki özü ateş olan varolmak için yakmak zorunda. Yakacak birşey bulamayınca kendisini yakmak zorunda.

İşte vicdan, bize özümüz ateş de olsa yakmamayı öğreten...

5 Haziran 2011 Pazar

KARADENİZ'İN İNCİ TANESİ NENELERİMİZ


GENÇLİK BİR KUŞTU UÇURDUK TUTAMADIK, İHTİYARLIK BELAYDI GEZDİRDİK SATAMADIK............
 
Oy nenem can ben senin ellerin öpem. Nede gözel anlatiyersın herşeyi. Karadeniz bir nesildir; insanı ise candır. Bu canda karadenize kurbandır. Biz memleketimiz olmadan yapamayız; çünkü, havasını da, suyunu da, isanının neşesini de, hüznünü de hep içimizde yaşatmışız. Ne kadar uzun süre o topraklarda yaşadığınız önemli değil; önemli olan o neslin şerbetinden içmiş olmaktır. Onun içindir ki her daim oralarda olamasakta mutlaka oraları yaşadığımız diyarlarda yaşatmışızdır.

Yazdıklarımın videoyla pek bir ilgisi yok ama her karadenizli en ufak bir memleket gülümsemesine kayıtsız kalamaz.

4 Haziran 2011 Cumartesi

Memleketimden İnsan Manzaraları

Canım ülkemden güzel insan manzaraları sunalım istedim bugün. Nerden mi aklıma geldi? Belediye otobüsünde son durağa gelmesine rağmen hala duracak butonuna basan tonlarca insanla karşılaşırsanız, ağzına kadar dolu olan dolmuşu durdurup " ay çok doluymuş nereye binsem acaba (sanki seçenek varmış gibi... nereye bineceksin tabiki birimizin üstüne) inecek var mı acaba? ona göre bineyim." (duyanda şehirler arası dolmuşa biniyor zanneder herhalde bir inecek çıkacak ama 100 metre sonra ama 3 kilometre sonra) diyenlerle karşılaşıyorsanız ya da müşteri söylemeden dolmuş şöförü erken davranıp "gel abla ilerde inecek var" diyerek müşteriyi kaptığına şahit oluyorsanız, sadece bunlar olsa iyi daha bir çok bunun gibi farklılıklarla karşılaşıyorsanız illaki sizinde aklınıza gelmiştir. Şimdi birazda işe görüntü katalım diyorum:


 

Ha bu benum karadenuzlu hemşerilerum çok yaşayun siz emi :)

Hani Yorumsuz! derler ya buda öyle bişey. Arabanın satılık  olduğunu söylemiş söylemesine ama ayrıntıları verirken başka bi aleme dalıp gitmiş.  







Hanım teyzemiz acaba heykellere mi takıldı yoksa helkel olduğunu anlamayıp renklerine mi takıldı doğrusu anlamak mümkün değil. Ama ortada bir dedikoduya kulak kabartıldığı kesin :). Hatta kulak kabartmakla kalmamış direk olayın içine dahil olmuş :D ne diyim








Ha bu Çamlıhemşinliler coğrafyaya yeni bir boyut kattılar. Hesaplama yeteneklerine hayran kaldım; yaratıcı zeka diye buna deseler gerek.








Eskiden asansör vardıda biz mi işemiyorduk? zamane çocukları her yaptıkları bir olay :) dikkat etsede bari elektrik kaçağı falan olmasın asansörde yoksa çok canı yanar veledin :)









Yurdun her yerinde böyle belediye olsa ortalığı b*k götürür herhalde :) Ama adamda haklı be birader belediye işçisi para yok diye eylemde kim temizleyecek ortalığı başkan mı? koy ver gitsin demiş kanımca








Hani derler ya "ben bu hayatta hiçbişeyden ölmesen bu kadınların dırdırından ölürüm" diye :) işte size hemde tescillenmiş örneği... Ağam üzülme sen ne ilk oldun ne son olacaksın :)









Adam müşterinin pisuvarı kullanamamasından o kadar dertli ki; son çare olarak pisuvarın hangi bölgesine işeyeceğinin bile resmini çizmiş. Buda işe yararamazsa pisuvarların hemen üstüne taktıracağı LCD lerle görüntülü olarak anlatacakmış :)









Kızdırmayın benim yöneticimi :) Merkezi sistemin yaraları da bu olsa gerek paraya ihtiyaç duydun mu kapatıyorum ulan  kaloriferleri n*h ısınırsınız :) yiyosa yatırmayın bakayım paraları haaa






Bizim bölümde de Hüseyin Abi hazırlardı soruları :) hemde sınava 5 dakika kala :) Normal olsa gerek; yıllarca hizmetlilik yapmışsın o kadar tahta silmiş ders notu çoğaltmış sınav sorusu çoğaltmış adamsın hersene birkaç cümleyle emekli olmaya yakın profesör kıdemiyle emekli olursun :). Canım Türkiye'mde hastane hademeleri doktorluk yapıyorda hizmetliler neden  soru hazırlamasın 





Hepsini anladımda madde madde yazarken neden "ISRAR DA EDİLMEZ" lafına iki yıldız atmışlar ve daha büyük yazmışlar onu anlamadım. Adama hakkını teslim edelim dahi manasına gelen de'yi ayrı yazması dilbilgisi konusundaki tecrübesini ortaya koyuyor. Benim badigardım bile okumuş kardeşim :)