Come, come whatever you are, it dosen't matter....

Dinle, bu ney neler hikayet eder, ayrılıklardan nasıl şikayet eder...
Ney gibi hem zehir, hem panzehir; hem demsaz, hem müştak bir şeyi kim görmüştür...

4 Mart 2011 Cuma

Doğa İçin Çal---Divane Aşık Gibi




DİVANE AŞIK GİBİ (KÜNYE)

Yönetmen - Yapımcı: Fırat Çavaş
Yardımcı Yönetmen: Tayfun Turan
Kurgu: Fırat Çavaş
Ses Asistanı: Cemre Kabaş
Söz, Müzik: Hasan Tunç
Edisyon: Kalan Publishing - Mesam
Düzenleme: Fırat Çavaş
Kayıt, Miksaj: Stüdyo Çatı
Mastering: Barış Büyük
Web Dizayn, Grafik tasarım: Vildan Özfenerci
Set Fotoğrafçısı: Batu Akyol
Sponsor: Kriweb.com

Divane Aşık Gibi müzisyenleri:

Akın Vardar, Aslı, Ayça Işıldar, Aydinç Kişin, Ayşegül Şirin, Aytaç Bayladı, Barbaros Cinpir, Begüm Günceler, Bestem Yuvarlak, Bilge Kösebalaban, Bora Yalçındıran, Burak Şahin, Can Şengün, Cana Çankaya, Cemre Kabaş, Deniz Gökçeler, Emir Yaşar, Emrah Çokünlü, Emrah Demiralp, Emrah Karaca, Ersan Özcan, Esma Er, Ezgi Özcan, Fatih Ertür, Fırat Çavaş, Göray Özcan, Kutsal, Lütfü Evin, Mehmet Can Narin, Mertkan D. Yılmazer, Muhammet Ali Şengün, Murat Evgin, Nejdet Parlar, Ozan Tügen, Özgür Kankaynar, Özlem Türay, Ramadan, Serdar Öztop, Serkan Çevik, Sinan Keskin, Tayfun Turan, Tolga Kıyak, Utku Yerebakan, Yasemin Altuğ, Yiğit Özdemir

Özel Teşekkürler:
Osmantan Erkır
Süheyla Yengi
Popstar Alaturka Ekibi
Mark Johnson
PFC Team
Semra Blake
Hasan Saltık
Erol Sevindik
Volkan Yalazay
Ayça Çavaş
Özcan Özfenerci
Ömer Faruk Albayrak

2 Mart 2011 Çarşamba

BLOGUMA DOKUNMA


Digitürk'ün süper lig yayın ihalesi koşulları gereğince illegal maç yayını yapan veya maç özetlerini yayınlayan blog sitelerinin kapatılması talebiyle Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemsinde Digitürk tarafından açılan dava sonucunda mahkeme blog sitelerinin kapatılması yönünde karar vermiştir.

İnternette yaklaşık 4 milyon türkçe içerikli blog sitesi mevcut ve bu sitelerinden % 95 inden fazlası bu işlerle uğraşmamaktadır. Ancak kısıtlama tüm blog sitelerini kapsayıcı yönde olmuştur. Digitürk Google yönetimi ile irtibata geçmiş ancak gerekli tedbirlerin alınmaması üzerine mahkeme yoluna başvurmuştur.

Peki burda suçlu kim; Digitürk mü?, Mahkemeler mi?, Google mı?, İllegal yayın yapan blogger mı? yoksa Biz mi?

Mağduriyetimiz gün gibi ortada; kendi blog sitelerimize erişimimiz kısıtlandı. Madem erişim engellendi bu yazıyı nasıl yazıyor sunuz? diye soracak olursanız eğer; hiç istemesem de, içime sinmesede, kendi blogumu alternatif yöntemler sayesinde kullanmak biraz suçluluk duygusu uyandırmıyor değil; fakat, yine de bu yazıyı kendi blogunda erişilememesine rağmen yayınlamayı doğru bulduğum için bu alternatif yollara başvurdum.

Blogumun kapatılmış olması bende sanki bir pornografik yayın yapıyormuşum, irticai faaliyetlerle ilgileniyormuşum, terör örgütüne sözcülük yapıyormuşum, illegal oluşumlarla suç örgütleri kurulmasına yardım ve yataklık ediyormuşum veya illegal yayınlar yayınlıyormuşum hissi uyandırmıyor değil. OYsa ki; ben bunların hiçibirine bulaşmadım benim gibi 4 milyona yakın bloggerda bu işlerle ilgilenmedi ancak sorumlusu bizmişiz gibi davranılarak tüm blog sitelerine erişim engelleniyor.
Yazının üsteki bölümlerine dönecek olursak eğer suçlu kim sorusuna şu yanıtları verebiliriz.

1) Google Yönetimi: Onca uyarı ve ricaya rağmen daha önceki dönemlerde dahi bu ve buna benzer konularda üzerine sorumluluk almayan; beni ilgilendirmez tavrını takınan sorumsuz ve burnu büyük Google Yönetimi. Türkiye'nin artık Google için belli başlı kural ve kaideleri uygulaması gerekmektedir avrupa ülkeleri gibi yani Google babasının çayırındaymışcasına at koşturmamalı.

2) Mahkeler: Türkiye'de mahkeler önüne gelen her site kapatma davasını onaylıyor. olacak iş değil. Son dönemlerde 2500 ten fazla site kapatılmış. Mahkemelerin haklılık payı var; ancak bugün bizim mağdur olduğumuz gibi bu 2500 sitenin içinde de mağdur olanlar var youtube, flicker gibi blogspot gibi...

Keşke sadece zararlı içerik olan siteler kapatılsa ama maalesef her site kapatılır durumda.

3) İllegal yayın yapan bloggerlar: Haklı hiçbir sebebi olamaz bu bloggerların; tespit edilip gerekli cezaların uygulanması gerekmektedir. Ancak ne ceza uygulanırsa uygulansın bu illegal yayınların önüne geçmek mümkün değil. bu sebeble yayın organlarının buna farklı bir çözüm bulması gerekirse anlaşma yoluna giderek ortak yayın yaparak cüzi miktarlarla da olsa burdan para kazanma yoluna gitmelidir.

4) Digitürk: Kendi hakkını savunması gayet doğal 321 milyon doların hesabı var ortada. Saygı duyarım; ancak, hakkını savunma şekli fevkalade yanlış. Yayın ilkeleri diyerek, bize para vermeden maçları illegal yollarla izletiyor diyerek veryansın ediyorsun mahkeme kapılarını aşındırıyorsun.Sonra üç beş site için tüm bloggerların aylarca, yıllarca verdiği emeği çöpe attırıyor. Onların özgürlüklerine balta vuruyorsun. Digitürk olarak bu sorunlarla böylesine mücadele etmek 321 milyon dolarlık yatırımla mı aklınıza geldi. Günümüz teknolojisinde hangi siteyi yasaklarsan yasakla erişimin bir şekilde gerçekleşmesinin mümkün olduğunu bilmezmiş gibi digitürk 4 milyona yakın bloggerın tepkisini almaktan hiç çekinmiyor. Bu yapılan uygulama digitürke sadece üye kaybettirir.

Şimdi digitürke şunu sormak istiyorum:

Madem bu kadar yayın ihalelerindeki kararların arkasında durmak için uğraşıyorsunuzda. Peki ama neden kafeteryalara bu konuda bir yaptırım uygulamıyorsunuz. Senden bir üyelik alıyor her hafta yüzlerce kişiye maç izlettirip dünyanın parasını kazanıyor; onlara da yasak getirmek için dava aç. Maçları izlemek isteyen herkes evine digitürk alsın diye karar versin mahkeler. Hatta buda yetmez evlerde ki digitürk yayınları için maç olan günler sadece ev halkı tarafından izlensin diye önlemler aldır. Bunun için önerimde var; mesela, üye olan her haneye tarafınızca gönderilecek bir adet güvenlik görevlisi olsun ki, üye ve o ev halkından olmayanlar katii suretle digitürk tarafından yayınlanan maçları izlemesin. Bakarsınız bu seferde evde maç izlettirip para alır ev sahibi bizden söylemesi. Önlem almak gerekir.

Sizde gönül rahatlığı ile arkanıza yaslanır, yayın ilkelerine bağlı kaldığınız için kendinizle GURUR DUYARSINIZ...